Romanda körlük karanlıklara gömülmek değil, bembeyaz bir boşluğa gömülmek olarak anlatılıyor.
Romanın can alıcı noktası; göz doktoruna vakanın ulaşması, doktorun muayene etmesi ve ardından kendisinin de kör olması ve körlüğün bulaşıcılığını sağlık bakanlığına ve üst makamlara rapor etmesi. Roman, körlüğün daha fazla artmaması için akıl hastanesine karantinaya gönderilen ilk belirlenen körler ile sayısı her gün artan körlerin karantinaya gelmeye devam etmesi, hastanede asayişi sağlamaya çalışan askerlerin kör olmaya başlaması ile devam ediyor. Hastanenin diğer koridorunda henüz kör olmamış, her an kör olacak insanlar da var.
Yazar, adeta insanlığın yarattığı düzenin tepe taklak olduğu, kimsenin birbirine yardım edemediği, kaosun baş gösterdiği, beyaz körlüğün hızlıca yayıldığı, pisliğin arttığı, insan leşlerinin kentin ortasında yüzdüğü, ölülerin gömülemediği bir ortamı tasvir ediyor. Bu körlük çıkmazı içinde görmeden hayatlarını yaşamaya çalışan bir grup insanın çaresizliğine kentte gözleri gören tek kişi olan bir kadın rehbelik ediyor. Konunun ürkütücülüğü yanında hala gözü gören bir kurtarıcının olması adeta kör olan şehirdeki bütün insanların çaresizliğinin ve yaşama savaşının gözü oluyor.
9 Ağustos Kitapseverler Günümüz Kutlu Olsun.
İyi okumalar...
9 Ağustos Kitapseverler Günümüz Kutlu Olsun.
İyi okumalar...
güzel tanıtım tebrikler
YanıtlaSilTeşekkürler
YanıtlaSilBuldum o yazıyı bulduum, selamlar ^^
YanıtlaSilKitapla ilgili yazdıkların çok net, çok güzel; benim günlerdir akloma kurcalayan şeyse doktorun karısı neden kok olmadı, bi de sonuna dogru belki de hiç kör olmadik gibi gibi aforizmalar ne demeye çalıştı? Ayrıca olayın anlatımı heyecanla giderken araya giren felsefeler de guzeldi. Ama benden yorum kapasitesi bu kadar :)
Merhaba Volfreyt, demek kitabın yorumunu yaptın ve bir yerlere yazdın, yazıyı bulmana sevindim. :) Körlüğü okuyalı epey zaman geçti, romanı okuduğum sırada genelde arkadaşlarımdan şu yorumu aldım. O kitaba devam edebildin mi ! Korkunç bir roman :) Bence yazar zaten birini kör etmemeliydi, çünkü kör olanların bir yol göstericiye ihtiyacı olduğu kadar, bu ortamda yaşananları gören ve anlatacak birine de ihtiyaç vardı. Neden doktorun karısı, bence cesur bir kadın olduğu için.. Aslında hiç kör olmadık demekle körlüğü bir aydınlanma olarak göstermeye çalışmış olabilir mi yazar ?... Bunlar bence tabi, artı çok güzel sorular soruyorsun, teşekkürler ..
Sil