19 Aralık 2019 Perşembe

CAMDAKİ KIZ-Gülseren BUĞDAYCIOĞLU

Merhaba, hayat ilgi odaklarımı başka yönlere çekse de, 2019 yılı sonunda eski alışkanlığıma döndüğümün müjdesini veriyorum. Kadim dostum Roman'a :). Bu kez 25. baskısını yapmış "Camdaki Kız" romanını tanıtmak isterim.  Doğan Kitaptan yayınlanmış ve 350 sayfa. İlk yayın tarihi Mart 2019 bu yılın başında yayınlanmış, yeni bir roman.  Benim de yazara ait  okuduğum ilk roman. Yazar, gerçek bir hikayeyi romanlaştırmış.

Romanı televizyon programında yazarı ile yapılan söyleşi sırasında keşfettim. Yazar Psikiyatr Dr, aslında mesleği gereğince tanıdığı farklı dramları anlatarak toplumumuzun gerçeğine ışık tutuyor gibi de geldi bana. Yarının yetişkinlerinin dünün çocuklarının aile içinde yaşadıkları, bu yaşananların hayatlarına etkilerini okuyoruz. Beni de en çok etkileyen söze sıra geldi "Kader motifi". Bu batı romanında rastlanabilir bir ifade değil, yani çok bizden..  Anlatılan hikaye o kadar enteresan ki, biraz Türk filmi gibi, romanda yazarın sesi italik. Bu arada bir psikiyatr doktorun mesleği gereği karşılaştığı hayatları dinlerken  onlara dahil oluşunu da okuyorsunuz. Yani Psikiyatrlar da bir nevi hikaye okuyucuları.   
Yazar romanda muayenesine gelen danışanlarından Nalan ve Hayri'nin hikayesini anlatıyor. Bir aşk hikayesi bu.  Nalan Hayri'yi hala seviyor, ancak Hayri başka birisine aşık olmuştur. Hayri varoş çocuğu, Nalan ise şehirli bir kadındır ve hep lüks içinde yaşamıştır. Ancak içten içe mutsuzdur, mutsuzluğunun nedenleri ile terapide yüzleşiyor. Bir gün Hayri bir Laz kızına aşık olur. Nalan bunu öğrendiğinde kriz geçirir. Hayri Nalan'ı bu sorunu çözmeleri için Psikiyatra getirir. Romanda en önemli konuşmalar doktorun muayenesinde gerçekleşiyor. Her birinin hayatları yani geçmişleri tek tek terapileri sırasında ağızlarından dökülüyor, bir çeşit günah çıkarma gibi...Bugün ise bir ayrılık yaşanacak, Nalan buna hazır değildir. Hayri'nin hayatında Nalan' dan önce köyde evlendirildiği karısı Türkan ve iki kızı da var. Türkan'ın da hayatı yani geçmişi çok ilginç.  
Romanın en akıcı tarafı kahramanların geçmişlerini okurken bir taraftan da hayatın aynı hızda onlar için devam ediyor oluşu. Biz geçmişlerini tanıyoruz, onlar ise kendi hayatlarındaki krizi nasıl çözecekleri ile ilgili çözüm arayışındalar. Yardıma ihtiyaçları var. :) Sonunda taşlar yerli yerine oturuyor mu dediğinizi duyar gibiyim .. Yok, yani aşk çok farklı noktalara evriliyor. Şunu söyleyebilirim Hayri'nin sonunu başka bir aşk getiriyor:)) Güldüğüme bakmayın, epey düşündürücü aslında.. Camdaki Kız kim mi ?  NALAN tabiki. Son olarak yazardan ilginç bulduğum birkaç alıntı yapmak istiyorum;  
                                                                       ***
Kaderimiz aslında doğduğumuz evlerde yazılır. Yine o evlerde yaralanır. O yaralarla büyür ve yine o yaraların bizi götürdüğü yere gideriz. Ancak mutluluk her zaman o yolda değildir!!
                                                                     ***
Bize çocukluk acılarını yaşatacak kişileri gözünden tanır, başkasına değil, ona aşık oluruz. Hayat onu kendi ellerimizle buldurur bize!!
                                                                    *** 
 Zaten yara almadan bu dünyada yaşayabilmek mümkün mü ?Ancak biliyorum ki insan bu yaralar ile büyüyor ve var oluyor!!
                                                                    ***

Kader yolumuz bizi her zaman başarıya ve mutluluğa götürmüyor. Ancak o yolun bizi nereye götürdüğünü bilmekse, bize düşüyor!! 


     İyi okumalar....


10 Kasım 2019 Pazar

YARALAR, Şiir:ALEGRE



Merhaba, Bu kez "Yaralar" şiirimi   Feyoste tepesinin muhteşem yeşili eşliğinde, Şair Cihat Demir yorumuyla dinlemeniz için  bloğumda yayınlıyorum. Gökten bir şiir düşer aniden, ansızın :) 

Sevgiler..

22 Ekim 2019 Salı

YAŞAMA SEVİNCİ Şiir: ALEGRE



Merhaba, Gökten bir şiir düşer, aniden, ansızın. Takipçilerim için arkadaşım Şair Cihat Demir'in sesinden.

 İyi dinlemeler..


4 Ocak 2019 Cuma

BİZ KADINLAR- Gülriz SURURİ

Merhaba, Gülriz Sururi'nin Biz Kadınlar kitabını hangi yıl aldığımı hatırlamıyorum! Kitap, Doğan Kitap'tan çıkmış ve altıncı baskıya ulaşmış. Altıncı baskısı ağustos 2003 yılında yapılmış. Demek ki kitabı 2003 yılı ya da daha sonrasında satın almışım :) Yazarın 1986 yılında kaleme aldığı ve kitabında paylaştığı  kadın güzelliği ile ilgili "AYNA" adlı  makalesini bloğumda sizinle paylaşmak istedim. Kitabında Ayna'da olduğu gibi daha bir çok konuda düşüncelerini  anlattığı farklı başlıklı makaleleri var. Ben çok beğendim  ve yazarın anısına paylaşmak istedim.  

 
AYNA
 Bilmem siz de mi öyle yaparsınız? Ben yataktan kalkar kalkmaz ilk iş aynaya bakarım, üstelik kendime bile hissettirmemeye çalışarak. Önce ellerimle saçlarıma çekidüzen veririm. Aynaya düşen ilk görüntümüz, sanki günün nasıl geçeceğini haber verir bize. Ben az buçuk kendime çeki düzen vermeden bakmam aynaya.
Acaba aranızda, "sabah sabah niye bakayım aynaya? diyeniniz var mı? İnşallah yoktur, çünkü aynadan vazgeçmek kendinden vazgeçmektir.
Efendimiz Ayna :
Önceki sabah aynam bana, "Gözkapakların şişmiş altları da torbalanmış" dedi. Bu konuda güzellik uzmanları, doktorlar değişik şeyler önerirler. Benim yöntemim şu: ilk önce yüzüme, özellikle gözlerime soğuk su çarparım uzun süre. Eğer durum vahimse, bir iki parça buzu bir naylon torbaya koyup şiş bölgede bir iki dakika gezdiririm. Ayrıca cildi ilgilendiren her sorunun iç organlarımızla da ilgili olduğunu bildiğimden, kahvaltıdan önce, içine bir kaşık bal karıştırılmış bir bardak greyfurt içtim mi, yarım saat sonra eski haline döner yüzüm. 
Sanırım hepimiz çalışıyoruz. Ev kadınlığı, ağır işçi vasfıyla bilimsel olarak kanıtlandığına göre, hepimiz çalışıyoruz demek ki. Öyleyse günümüze çakı gibi başlayalım. İlk iş aynamıza bakalım ve onun önerilerine kulak verelim.
Belki kaşımızı almamız gerektiğini söyleyecektir, belki saçımızı boyama gününü geçirdiğimizi hatırlatacaktır, yüzünüzde çıkan bir sivilceyle ilgilenmenizi söyleyebilir, kalınlaşmaya başlayan belinizi gösterip, ekmeği bir süre sofranızdan uzak tutmanızı isteyebilir. Bence her söylediğini yerine getirmeliyiz. Bana bugüne kadar onun gibi sözünü geçiren kimse olmadığı için efendimdir ayna.
Bundan böyle sizin de efendiniz olsun lütfen !

Güzel yüz aynaya aşıktır
                          Mevlana
Aynaya ne kadar çok bakarsan, kusurunu o kadar çok görürsün.
                                                                                                 Gülriz

İyi okumalar...